2 Mayıs 2011

Santa Marta 2

Santa Marta’da bir gece kalıp, sabahında Tayrona’ya hareket etmekti planımız. Bu sefer farklı bir hostelde, zindanı andıran çok eski bir binanın ilginç bir odasında kaldık. Sakin bir gecenin ardından sabah erken kalktık. Karayiplerin bunaltıcı sıcağından sıyrılıp enerji toplamaya ve kahvaltı edip yollara düşmeye çalışırken İlker’in Santa Marta’ya gelmiş olduğunu haber eden e-mail ve herkesin Tayrona’ya gidilmez söylemine bir de bizim tembelliğimiz eklenince, İlker’i aradık. 

İlginç oluyor böyle bir yolda, tanıdık kimseyle konuşmaz, karşılaşmazken, yola çıkmadan da tanıdığın birisiyle buluşmak. İlker’le her seferinde olduğu gibi heyecanla buluştuk. Biraz o anlattı, biraz biz. E haliyle Tayrona planı yine yattı.

Tüm gün odada takıldık, sohbet ettik, ailelerle skype’tan görüştük. Mert’in yılbaşına gelemeyeceği haberini alıp üzüldük biraz. Sokaklarında gezdik şehrin biraz. İlker sandaletlerini yaptırdı, bizse, odada ambiyans olması düşüncesiyle tepedeki pervaneye taktığımız, pervane çok hızlanınca fırlayıp duvarda patlayan kafa fenerimizi tamir ettirdik.

Kolombiya’da, sokakta satranç oynayan çok insan var. Güzel manzaralı bir köşeye yerleşiyor, yavaş yavaş oyunlarını oynuyorlar. Seyretmek bedava, fotoğraf çekmek de.
Böyle olunca, eski hostelimize geri döndük ve iki gece de burada İlker’le kalıp, Tayrona’dan vazgeçtik. Giden herkes geri dönüyordu. Yürümek imkansız, bataklıklar fenaymış. E biz zaten Los Roques gibi plajlardan geliyor olduğumuz için fazla üzülmedik. Bir akşam, Arda’yla İlker Don Diego’ya giderek Carlos’ta bıraktığımız diğer çantamızı aldık. İlker de bu sayede Carlos’la tanışmış oldu. Şaşırdı, çok sevdi. İnanamadı böyle bir yerde kaldığımıza, ve ‘şanslısınız’ dedi ‘iki kişisiniz’, ve ‘aferin’ dedi, ‘çadırınız var’..

Kuzeye çıkmışken bir diğer Karayip kenti Cartagena’ya gitmeye ve 3-4 gün burada kalarak La Playa Blanca isimli çok övülen bir plaja gitmeye karar verdik. Aklımızda hep bu vardı: Bakalım n’olucak.. (ki burada olanlar çok da süper olmayacak)

Yeri gelmişken söyleyelim, Venezuela ve Kolombiya’da fotoğraf çekmek konusunda çok zorlandık. Makineyi sokakta çıkarmak, büyük bir risk almak demek. Bu nedenle fotoğraflar daha çok kafamızda, üzgünüz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder