2 Mayıs 2011

Francisky Alto

Geldikleri adada minik bir kulübe şeklinde bir restoran vardır. Plaja hemen çadırlarını kuran ikili, koşa koşa denize girer. Ancak kısa bir süre sonra etrafı sivrisinekler basar. Kafalarını sürekli suda tutmak zorundalardır, yoksa anında 15-20 tanesi tarafından yenmeye başlarlar. Dayanamayıp çadıra girerler ve kapının açıklığından yararlanarak onlarla içeri giren 20-25 sivrisineği bardakla yakalayıp çadırın kapısından dışarı atmak suretiyle nihayet rahatlarlar.

Çadırın tel kapısının tamamının sivrisinek ile dolu olması dehşet vericidir. Yanlarındaki malzemelerden birer sandviç hazırlanır ve süper bir manzarada uykuya dalınır.

Sabahı da çok güzeldir adaların. Hafif bir rüzgâr, güneşin denizin renklerini ortaya çıkaran parlaklığı, bembeyaz kumlar ve kocaman gökyüzü karşılar onları. Önce biraz yüzüp, yanlarındaki Off’larla biraz olsun sivrilerden kurtulurlar. Restorana geldiklerinde, buraya gelen tüm turistlerin baya baya zengin tipler olduğunu fark ederler. Restoran basit ama menüsü çok zengin ve aşçısı çok iyidir. Sorarlar sivrilerin sebebini ve yılın bu döneminin biraz sivrisinekli geçtiğini, ancak adalara gelmelerini geciktiren fırtına ve hortumların zaten sivrisinekleri bir süre adalarda hayat bulduğunu öğrenirler ve şanssızlıklarına yanarlar. Dünyanın en iyi ıstakoz yetişen denizlerini burası olduğunu öğrenir, manzara eşliğinde bira içerler.

Adanın etrafında atılan bir turun ardından getirdikleri avokadolar, soğan, domates eşliğinde yenir kahvaltı olarak. Tüm gün denizde geçer. Deniz kocaman bir havuzu andırır. Su çok berrak, denizin içi çok nettir. Kâh yüzerek kâh yürüyerek başka adalara giderler. Fotoğraf çekerler, çocuklar gibi şendirler.
Sivriler nedeniyle çadırlarını daha çok rüzgâr alan bir noktaya kurarlar ve akşamla beraber gelen sivriler doluşur yine adalara ve aynen çadırlarına kitlenmek zorunda kalırlar.

Sabahında, Francisky Bajo’nun daha ufak, ağaçsız ve tam denizin ortasında kaldığı için rüzgârı daha iyi alan bir ada olduğu düşüncesiyle, restorana malzeme getiren kayık ikiliyi bir başka adaya, Francisky Bajo’ya atar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder